Balıkesir’in Gömeç ilçesinde, bu yıl "Engelsiz Yaşam" temasıyla
düzenlenen 4. Uluslararası Keremköy Festivali’ne katılan Ayşe
Işık, başarılarıyla kendisi gibi engellilere umut ışığı
saçıyor.
5 yaşında geçirdiği kaza sonucu kollarını kaybeden ressam Ayşe
Işık, ayaklarını ellerinin yerine kullanmayı öğrenmesinin
ardından, 19 yaşında resim yapmaya başlayarak, ayaklarıyla
yaptığı yüzlerce eserle yaklaşık 40 sergiye imza attı. Bununla
yetinmeyen 38 yaşındaki Işık, Engelliler Türk Milli Takımı
formasıyla katıldığı para taekwondo uluslararası şampiyonalarında
dünya ikinciliğiyle Avrupa şampiyonluğunu ülkeye getirdi.
Kollarının eksikliğini hissetmeden, 20 yıldır doğanın renklerini
tuvallerine, ayaklarında tuttuğu fırçayla yansıtan 38 yaşındaki
Işık, üretkenliğiyle engelli bireylere de örnek olmaya
çalışıyor.
Adıyaman’da henüz 5 yaşındayken, buğday helezonuna kaptırdığı iki
kolunu da kaybeden Ayşe Işık yaptığı açıklamada, "Kollarımı
kaybettikten bir yıl sonra annem bir yakınımızın cenazesine
gitmişti. Gün boyu cenaze evinde kaldı. Annem evde olmadığı için
babaannemden ve ablamdan yemek yemedim ve aç kaldım. Annem eve
döndüğünde, 'bu böyle olmaz' dedi ve bacaklarımı kullanmam
gerektiğini söyledi. O günden sonra da kaybettiğim kollarımın
yerine bacaklarımı kullanmaya başladım. İlköğretimi Adıyaman'da
tamamladım. İlkokul birinci ikinci sınıfta zorlandım ama üçüncü
sınıfa geldiğimde ayaklarımla tamamen her ihtiyacımı
görebiliyordum. Şimdi evde birçok işimi kendim görebiliyorum"
dedi.
2002 yılında daha iyi eğitim alabilmesi için ailesiyle İstanbul'a
taşındıklarını aktaran Işık, "2003 yılında da bir resim hocasıyla
tanıştım. Bu arada engellilere yönelik sivil toplum
kuruluşlarının da çalışmaları içinde yer alıyordum. Orada
tanışmıştım resim hocamla. Sağolsun bana ders vermeye başladı.
Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum resim sanatı bir anda
hayatım oldu. Resim yapmaya başladıktan 6 ay sonra yaptığım 20
eserimle ilk sergimi 2002'de 19 yaşındayken açtım" diye konuştu.
Minik kızı: "Al kolumun biri senin olsun"
4 yıldır evli olduğunu aktaran Ayşe Işık, "Şu anda 2 buçuk
yaşında Melek isimli bir kızım var. Evimizdeki rutin işlerde,
sağolsun babası da yardımcı oluyor. Ben de elimden geldiğince
ilgileniyorum. Zaten kreşe gidiyor öncesi de bakıcısı vardı. Çok
şükür bu anlamda sıkıntı yaşamıyoruz. Kızım bana hiçbir zaman,
‘neden böylesin’ diye sormadı. Ama yakın zamanda bir şehirde
sergi açılışına gitmiştim. Akrabamızın çocuklarından biri,
‘ablanın kolları yok’ ifadelerini kullanmıştı. Kızım da ondan
duymuştu. Eve geldik. Ertesi gün, ‘Anne neden kolların yok? Niye
böyle? Al benim kolumun biri senin olsun’ gibi şeyler söyledi"
dedi.
Ayaklarıyla hayata tutundu
Kendi hayatından kesitler sunduğu "Ayaklarımla Tutundum Hayata"
kitabıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Ayşe Işık, "Bu kitapta
kendi hayatımı yazdım. Çok beğenildi. Bunun dışında ayaklarımı
rahat kullanabilmek için bir antrenörün tavsiyesi üzerine
tekvando sporuna başladım. Bu alanda da kısa sürede başarılı
olup, dünya ikinciliği ve Avrupa şampiyonluğunu kazandım. Kızımın
doğumu öncesinden şimdiye kadar aradan geçen 2 buçuk yıl
süresince bu spora hamilelik ve sonrasındaki süreçte ara
vermiştim. Ama şimdi önümüzdeki eylül ya da ekim ayı içerisinde
yurt dışında bir turnuvaya katılacağım. İnşallah yeni başarılar
elde edebilirim" diye konuştu.
Eşi Durgun Işık: "Ayşe ile çok mutluyum"
Ayşe Işık’ın epilepsi rahatsızlığı olan eşi Durgun Işık da
yaptığı açıklamada, "İzmir’de, İzmir Engelliler Derneği’ndeydim.
Bizim başkan çıkardığı bir gazete kupürünü gösterdi. ‘Bakın
arkadaşlar, Ayşe Işık ne kadar güzel başarılara imzalamış’ diye.
Benim de soyadım Işık’tı. O yüzden de ilgimi çekmişti. Daha sonra
bir gün, İzmir’den İstanbul’da bir otele gittim personel
görüşmesi için. Benim insan kaynakları üzerine bir firmam var.
Personel görüşmesi yaparken, bir baktım ki Ayşe, lobide resim
sergisi açmış. Orada tanıştık. Daha sonra Muğla’ya kısa film
çekimine gelmişti. Muğla’ya gittim. Biraz yardımcı oldum. O akşam
İstanbul’a dönecekti. Ben de havaalanına kadar eşlik ettim
Ayşe’ye. Uçağı da rötar yapmıştı. ‘Hadi bize gidelim. Annem ve
ailemle tanıştırayım seni’ dedim. O ana kadar da ne aileme ne de
birbirimize herhangi bir şey söylememiştik. Ama yürekten
inanıyorduk birbirimize. Ayşe birçok başarıya imza atınca, ona
ilgim daha çok arttı. Ben hayatımda hiçbir zaman basit bir kişiyi
sevmemişimdir. O yüzden benim için çok farklıydı Ayşe. Üstelik
bana göre; engel sadece beyindedir, düşüncededir. Oysa
hakkaniyetle bakıldığında her sağlıklı birey, bir engelli
adayıdır. Ben epilepsi hastasıydım. Ayşe’yle tanışınca, O beni
epilepsiden kurtardı. Şu anda onunla çok mutluyum. Hayatı
paylaşıyoruz. Hayat benim için zor olmuyor. O beni her akşam
güler yüzle karşılasın, bu bana yetiyor. Evde yemekleri; Ayşe
tarif ediyor, ben yapıyorum. Ona göre malzemelerini kullanıyorum.
Her şeyi birlikte yapıyoruz. Engel diye bir şey yoktur aslında,
her şey düşüncededir. Ben başarılı engellilerle tanışmak ve
onların toplum tarafından kazandırılmasına çok mutlu oluyor ve
gurur duyuyorum" diye konuştu.
Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı: "Engellilere adaletli olmak
gerekir"
Ayşe Işık’ı, bu yıl ‘Engelsiz Yaşam’ temasıyla düzenlenen 4.
Keremköy Uluslararası Festivali’nde şeref konuğu olarak ağırlayan
Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı ise, merhametin engellilere
bakış açısını tek başına ifade eden bir duygu olamayacağını
vurgulayarak, "Toplum olarak bizlerin engellilere karşı daha çok
adaletli olmamız gerekir. Merhamet, zaman zaman insanın düştüğü
bir noktadır ama doğru tavır adaletli olmaktır. Engellilere de
adaletli davranmak zorundayız. O yüzden engellilere onların hak
ettikleri bir duyguyla bakmamız gerekir. Çünkü hiçbir engelli
arkadaşımız acınacak durumda değildir" dedi.