Ağustos ayı bizlere hissettirdiği mana itibariyle yüzlerce yıldır tarihimizde kutsal bir inanç sembolü olmuştur. 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Başkomutanlık Meydan Savaşı da Cumhuriyet Tarihimizden itibaren 1924 yılında “Başkumandan Zaferi” 1926 yılından itibaren de “Zafer Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Yani Zafer Bayramı münasebetiyle bu müthiş günler tarihimizin şanlı kahramanlıkları ile tescillenmiştir.
Peki “Ağustos: Türk’ün Zaferler Ayı” konsepti dediğimizde hangi tarihler aklımıza gelir, gelin biraz hatırlayalım:
Sakarya Meydan Muharebesini bir önemli sonucu Türklerin 1683 II. Viyana kuşatmasından sonra duraklama döneminin ve akabinde gerileme döneminin sona ermesi demektir. Türklerin Türkistan’dan başlayan yolculuğu Otranto, Viyana, Kırım ekseninde geri çekilmeye yüz tuttuğu kaderi artık sona ermiştir. Türklerin yaptığı Son savunma savaşı nihayete ermiş ve yine eski günlerdeki gibi haklı, adil ve hak yolunda ilerleyişi tekrar işlerlik kazanmıştır.
26-30 Ağustos 1922. Büyük Taarruz Başkomutanlık Meydan Savaşı ise hem ağustos ayının hem de Eylül ayına sarkan Anadolu’dan düşmanı sonsuza kadar atmamızın sonucunu doğurmuştur.
Türkler Anadolu’da Malazgirt olarak toplu yerleşim anlamında fethetmiş olması İskitler, Sümer, Hitit, Truva medeniyetlerinin benzeşliklerini değiştirmez. Yazının ve bilinen tarihin çok ötesinde Mezar, kurganlarında Türklerin Limni adasından tutun da Kars, Hakkâri, Hatay gibi birçok yerde tamgalarına ulaşmak mümkündür. 1040 Pasinler Savaşı ile Türkler zaten Bizans ve Gürcü kuvvetlerini yenmiş ve ben de ikinci kez kafileler halinde bu coğrafya da tekrar varım demiştir. 1071 Malazgirt ise Anadolu Türklerin Ana Yurdu olduğu tescili, Oğuzların Yükselişi, Batı Türkeli’nin doğuşu anlamında kıymetlidir.
Eh bu kadar Zaferden bahsettikten sonra Kurtuluş Günlerimizden de bahsetmeden geçmek olmaz. Ben Listeyi yayınlarken genel geçer notlarımda var olan tarihleri, şehir ve kasabaların isimlerini koydum. Unuttuğum, atladığım husus varsa müstesnadır şimdiden özrümü kabul buyurunuz;
Anadolu’da 100 yıl önce yeşeren filizler bugün ezilen, sömürülen, zulmedilen masum ve kederli dünya halkları için bir umut olmuştur. Millî kimliğimizle vatan topraklarımızın üzerinde onurumuzla özgür ve bağımsız yaşayabiliyorsak bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarına borçluyuz. Onlara, şehit ve gazilerimize hürmet, şükran boynumuzun borcudur. Ruhları şad olsun.
Sonsöz: Türk gibi Kuvvetli Sözü, Türk’ün Adaleti imgeleri hiçbir zaman yönümüzü ve yolumuzu değiştirmeden ülkümüzü kaybetmeden ilerlemeliyiz. Bu bizim öncelikle atalarımıza borcumuz olduğu kadar, gelecekte daha ileriye götürecek gençlerimizin çocuklarımızın mirası olmalıdır.
Zaferler Takviminiz Kutlu Olsun. Sağlıcakla Esen Kalınız.