Eğitim-Bir-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Resul Can, geride bıraktığımız eğitim ve öğretim yılı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Can tarafından yapılan yazılı değerlendirmede şu ifadeler yer aldı:
"2024-2025 eğitim-öğretim yılı sona ermiş bulunmaktadır.
Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına
teşekkür ediyor, öğrencilerimize girecekleri sınavlarda başarılar
diliyoruz.
Küresel rekabette geri kalmamak kaygısı içerisinde günümüzde
bütün ülkeler eğitim sistemlerini daha iyi, daha etkili, daha
kaliteli ve daha verimli hâle getirmek için sürekli olarak bir
çaba içerisindedir. Son yıllarda eğitim alanında başarılı
reformlara imza atmış ülkeler, öğretmenlerin niteliğini artırmak,
okulların kapasitelerini daha ileri seviyelere taşımak ve eğitim
bürokrasisini daha verimli kılma uğraşındadır. Bunun için olmazsa
olmaz ve vazgeçilmez faktör, mesleğini seven idealist
öğretmendir.
Öğretmen özerkliğini ve öğrenci katılımını hedefleyen yeni
müfredatın hayata geçirilmesi, sıra tayini uygulamasının yeniden
işler hâle getirilmesi, kariyer basamakları sürecinin yeniden
yasal bir zemine kavuşturularak sürecin sınavsız bir şekilde
işlerliğinin sağlanması gibi eğitim çalışanlarını memnun eden
adımlar atılmış olsa da çok sayıda sorun hâlen çözülmeyi
beklemektedir.
Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam
politikası, eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonunu olumsuz
etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir.
Öğretmen atamalarında öğretmen adayının sosyal güvencesiz bir
akademi sürecine tabi kılınması, mülakatın kaldırılmamış olması,
alan değişikliği taleplerine sessiz kalınması, kariyer
basamaklarında hizmet süresi hesabındaki eksiklikler, öğretmen
istihdamında güçlük çekilen bölgelerde görev yapanlara ilave
teşviklerin verilmemesi, birim ek ders ücreti miktarının
düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde yöneticilerin
başarılarını ve çabalarını değerlendiren kariyer odaklı
sürdürebilir bir sistemin hâlen hayata geçirilememesi, eğitimin
rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenlerin yer değişikliği
taleplerinin karşılanmamasının neden olduğu mağduriyetler,
ücretli öğretmen istihdamı gibi birçok sorunda ivedi çözümler
beklenmektedir.
Eğitim
çalışanlarının mali hakları
iyileştirilmelidir
Enflasyonun sabit gelirliler ve tüketiciler nezdinde can yaktığı
bir ekonomik ortam, en çok ücretlilerin, kamu görevlilerinin
hayatını olumsuz etkilemektedir. Ekonominin makro ve mikro düzey
rakamları, enflasyon ve döviz oranları dikkate alındığında, kamu
görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde
görülmektedir. Bu çerçevede eğitim çalışanlarının, kamu
görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona
yenilme riskini giderecek mahiyette mali haklarında
iyileştirmeler yapılmalıdır.
Kariyer
basamaklarında ilerlemeye esas hizmet süresinin hesabındaki
eksiklikler giderilmelidir
Uzman öğretmen veya başöğretmen ünvanına başvuruda bulunacakların
öğretmenlik veya uzman öğretmenlik sürelerinin hesabında; temel
askerlik eğitimi/askerlik süreleri, bakanlık kadrolarında diğer
hizmet sınıflarında geçirilen süreler, bakanlık kadrolarında
öğretmen olarak görev yapmakta iken diğer bakanlık veya kamu
kurum ve kuruluşlarına atananlardan yeniden öğretmen olarak
atananların diğer kurumlarda geçen süreleri, 657 sayılı kanunun
108.maddesi kapsamındaki aylıksız izin süreleri, 23/4/1999 tarihi
öncesi veya 14/2/2005 tarihi sonrasında almış oldukları disiplin
cezası veya istifa sonucu öğretmenlikleri sona erip sonrasında
yeniden öğretmen olarak atananların görevlerinin sona erdiği
tarih ile yeniden atandıkları tarih arasında kalan süreleri,
öğretmen olarak atanmadan önce 2914 sayılı Yükseköğretim Personel
Kanunu kapsamında araştırma görevlisi/öğretim görevlisi
kadrolarında geçirilen süreler, öğretmen olarak atanmadan önce
657 sayılı kanun kapsamında diğer hizmet sınıflarında geçirilen
süreler, diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarında
öğretmen/sözleşmeli/ücretli öğretmen statüsünde geçirilen süreler
ile usta öğretici statüsünde geçirilen süreler de dikkate
alınmalıdır.
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, sözleşmeli öğretmenlere
verilen sözler yerine getirilmelidir
Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü
bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı
bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında
tercihte bulunmaya zorlayan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına
derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya
geçirilmelidir.
Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilme sürecine ilişkin
kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe
bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere kadrolu
öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir.
Mülakatla
öğretmen alımından vazgeçilmelidir
Öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık
mülakatla elenmesi adalet duygusunu zedelemektedir. Millî Eğitim
Bakanlığı, maşerî vicdanı yaralayan mülakatla öğretmen alımından
da vazgeçmelidir.
Ücretli öğretmenliğe son verilmeli, öğretmen açığı tamamen
kapatılacak şekilde atama yapılmalıdır
Eğitimin niteliğinin artırılması ve okullar/bölgeler arasındaki
nitelik farkının kapatılması, okullarda boş ders kalmamasına ve
sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır.
Ücretli öğretmen sayısıyla birlikte düşünüldüğünde sistemdeki
öğretmen açığının, bütçe kısıtlamaları, tasarruf tedbirleri
bahanesinin arkasına sığınılarak kapatılamayacağı açıktır.
İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday
bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu
durum ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir. Eğitimde fırsat
eşitliği vurgusu yapılan bir sistemde, öğretmen açığını kapatmaya
yönelik nitelikli politikalar benimsenmelidir.
Millî Eğitim Akademisi’nin halen teşkilat yapısının oluşmadığı,
eğitim programlarının ve söz konusu eğitimleri verecek eğitimci
kadrosunun tamamlanmadığı gözetilerek, akademi için belirlenen 10
bin atama kontenjanı KPSS puanıyla yapılacak atamalarla birlikte
değerlendirilmelidir.
Öğretmenlerin
yer değişikliği sürecindeki aksaklıklar
giderilmelidir
Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve
öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki eksiklikler,
öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına,
mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve
motivasyon kaybına neden olmaktadır. Elverişsiz şartların hüküm
sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına
yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirler alınmalı, makul ve
kalıcı bir atama ve yer değiştirme sistemi kurulmalıdır.
İstihdamda
zorluk çekilen bölgelerde cezbedici yöntemler
uygulanmalıdır
Bazı bölgelerde en büyük eğitim sorunu, kalıcı öğretmen
istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Öğretmen açığını kapatmak
amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü ve üç yıl zorunlu çalışma
süreli sözleşmeli öğretmen istihdamı getirilmiş olsa da bu
uygulamaların soruna kalıcı bir çözüm getirmediği görülmektedir.
Eğitim çalışanlarına yönelik, zorunlu hizmet bölgelerinde görev
yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel
hizmet tazminatı ödenmesi, hem istihdamda zorluk çekilen
bölgelerin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de
bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşadığı mağduriyeti
gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir. Toplu sözleşme
taleplerimiz arasında da yer alan bu teklifin hayata geçirilmesi
öğretmen açığı sorununu büyük oranda çözecektir.
Eğitimin
kalitesinin artırılması eğitim çalışanlarının bir bütün olarak
ele alınmasına, hizmetli ve memurların haklarının
iyileştirilmesine bağlıdır
Memur ve hizmetlilerin özlük haklarında iyileştirme yapılmalıdır.
Genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı
hizmetler sınıfı çalışanları ile diğer hizmet sınıflarında
çalışanlar eğitim ve öğretim hizmetinin aksamadan en etkin
şekilde yürütülmesi için emek sarf etmektedir. Eğitim ve öğretim
sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır.
Bu çerçevede, bütün personelin birinci dereceye kadar
yükselebilmelerine imkân sağlanmalı; birinci derecedeki bütün
personele 3600 ek gösterge verilmeli; hazırlık ödeneği,
öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin
yürütülmesinde emek sarf eden merkez ve taşra teşkilatı
kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim
çalışanlarına da ödenmelidir.
Genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı
hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim
çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki
ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan görevde
yükselme ve ünvan değişikliği sınavları konusunda somut adım
atılmalı, sınav ve atama takvimi, bakanlık çalışma takvimine
alınarak belirsizlik giderilmelidir.
Yardımcı
hizmetler sınıfı çalışanları genel idare hizmetleri sınıfına
geçirilmelidir
657 sayılı kanunun yürürlüğe konulduğu tarihten bu yana geçen
zaman zarfında kamu idaresinde gerçekleşen gelişim ve dönüşüm
karşısında hiçbir fiilî gerekçesi ve olgusal gerçekliği kalmayan
yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli; bu sınıfta
yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına
geçirilmelidir.
Yöneticilik
liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak
yapılandırılmalıdır
Eğitim yönetiminde temel sorun, yönetici seçme ve atamada
belirsiz ve kestirilemez politikaların izlenmesi, uzun vadeli bir
perspektifin oluşturulamaması, neticede kalıcı bir modelin inşa
edilememesidir. Örneğin, 2004 ile 2025 yılları arasında eğitim
kurumu yöneticiliğini düzenleyen yönetmelik on iki defa
değişmiştir. Herhangi bir yenilik getirmeyen, birbirinin
tekrarından ibaret düzenlemeler yüzünden sürdürülebilir,
yürütülebilir ve tutarlı bir eğitim kurumu yöneticiliği sistemi
inşa edilememiştir.
Proje okullarında yöneticilerin herhangi bir başarısızlığı veya
disiplinsizliği ortaya konulmadan, somut bir gerekçe olmaksızın
görev sürelerinin yenilenmemesi hem hakkaniyet ve adalet
duygusunu zedelemekte hem de yetişmiş insan gücünün ve mesleki
tecrübenin heba edilmesine neden olmaktadır.
Eğitim yöneticiliğinin meslekleşmesi, mesleki yeterliliklerin
belirlenmesi, meslek öncesi ve meslek içinde yetiştirme ile
liyakat, uzmanlık, bilgi, beceri ve tutum ekseninde yapılacak
seçme ve atama, eğitim yönetiminin somut adımlar atılması
beklenen temel parametreleridir. Eğitim kurumu yöneticiliğine
atama/görevlendirmenin yazılı sınav puanı ile nesnel kıstaslara
dayalı mesleki çaba ve başarı ölçümü üzerinden
gerçekleştirileceği bir sisteme ihtiyaç bulunmaktadır.
Alan değişikliği
talepleri karşılanmalıdır
Bakanlığın alan değişikliği konusunda sessiz kalması,
öğretmenlerin yer değişikliği başta olmak üzere özlük haklarını
kullanmalarını ve kariyer planlamasını olumsuz etkilemektedir.
Öğretmenlerin alan değişikliği konusundaki haklı ve yerinde
beklentileri ivedilikle karşılanmalıdır.
Şube
müdürlerinin ve şeflerin sorunlarına duyarlı bir yaklaşım
sergilenmelidir
Şube müdürü ve şefler başta olmak üzere, yönetim hizmetleri kadro
grubuna, görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu
olmayan, yetersiz özlük hakları verilmiştir. Şube müdürleri ve
şeflerin özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli,
rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmelidir.
Şube müdürlüğü, eğitim uzmanı, araştırmacı veya dengi kadrolara
atananlara, fiilen öğretmen olarak görev yapmak dışında diğer
şartları taşımaları kaydıyla uzman ve başöğretmenlik için
başvuruda bulunma hakkı tanınmalıdır.
Şube müdürlüğü atamaları ilgili mevzuatındaki hükümlere göre
gerçekleştirilmeli; 657 sayılı kanunun 76. maddesi çerçevesindeki
şube müdürlüğü atamaları sadece istisnai hâllerde ve atama
şartlarını taşıyan şube müdürlüğü adayları arasından
gerçekleştirilmelidir. Şube müdürlüğü atamalarına ilişkin mahkeme
kararlarının mağduriyet oluşturmasının önüne geçilmeli; mahkeme
kararlarının uygulanmasında kazanılmış hakları koruyacak adımlar
atılmalıdır.
Okulların yardımcı personel ve donanım ihtiyacı karşılanmalı,
okullara doğrudan ödenek tahsis edilmelidir
Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de
okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleridir. Okulların
laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı
haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır.
Hâlihazırda eğitim kurumları yönetimlerinin kullanımına tahsis
edilmiş hiçbir ödenek mevcut değildir. Hizmetli/güvenlik
personelinin ücret, vergi ve sosyal güvenlik primleri, basit
onarım, günlük rutin giderler, internet faturaları ödemeleri,
sosyal faaliyetler için yol ve benzeri giderler, kırtasiye
masrafları gibi zorunlu harcamalar, okul aile birliklerine
yapılan bağışlardan karşılanmaktadır. Bu durumda da okul
yöneticilerinin bakanlık genelgeleriyle bağış konusunda eli kolu
bağlanmaktadır.
Bakanlık, yaşanan sorunları, ortaya çıkan olumsuz tabloyu
dikkatlice değerlendirerek, aynı sorunların yeni eğitim-öğretim
yılında da tekerrür etmemesi için muhtemel olumsuz sonuçları
gözeterek soruna ivedilikle müdahale etmelidir. Temizlik ve
güvenlik başta olmak üzere yardımcı hizmetler için gerekli
personel ihtiyacı il veya ilçe millî eğitim müdürlükleri eliyle
hizmet alımı yoluyla karşılanmalı ya da istihdam için gerekli
kaynak aktarılmalıdır.
Depremin yol açtığı sorunlar tamamen giderilmelidir
Şubat 2023’te meydana gelen depremler, yaygın bir yıkıma ve 50
bini aşkın insanımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur.
Deprem bölgesindeki konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması
ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim ve öğretim
üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Yeniden
inşa ve kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde bölgedeki
eğitim kurumu ihtiyacı hızla tespit edilerek giderilmeli, mevcut
kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir.
Bölgedeki eğitim ve öğretimi etkileyecek en önemli unsurlar
arasında bulunan öğretmenlerin psikolojik iyi olma hâlleri,
barınma, hayat şartlarının niteliği ve mevcut desteklerin
devamlılığı, yeni atanacak öğretmenlerin nerelerde
görevlendirileceği ve barınma şartları ile ilgili sorunlar hızla
çözüme kavuşturulmalıdır.
Eğitim-öğretim, mevzuatın üstünde, müfredatın dışında, ders
programlarıyla sınırlanamayacak derecede hayatın her anını
kuşatan bir faaliyet olarak görülmelidir. Yaz, bir tatil değil,
daha iyi bir başlangıç için bir mola olarak değerlendirilmelidir.
‘Hayat her anıyla bir okul, her yenilik gelişim için bir merhale,
edinilen her güzel davranış yeni bir kazanımdır’ anlayışıyla yeni
başlangıçlar için nitelikli dokunuşlar gerçekleştireceğimiz,
kendimize ve gelişimimize katkıda bulunacak faaliyetlere ağırlık
vereceğimiz bir dönem olması temennisiyle emeklerinden dolayı
öğretmenlerimize teşekkür ediyor, öğrencilerimize güzel bir
gelecek diliyor; yeni eğitim-öğretim yılına sorunsuz başlamak
için mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir
kere daha çiziyoruz."