yandexmetrikacounter
Gider “CHP’nin politik bir kimliği yok!” | Çanakkale Olay

Gider “CHP’nin politik bir kimliği yok!”

Dün gerçekleştirilen AK Parti Çanakkale Merkez İlçe Danışma Toplantısında konuşan Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzyıllık kuruluş hikâyesine rağmen politik bir kimlik oluşturamadığını söyledi.

156

AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, dün gerçekleştirilen AK Parti Çanakkale Merkez İlçe Danışma Toplantısında konuştu.

AK Parti’nin geniş kitlelere hitap ederken; doğrularından vazgeçmemeyi becerebilen bir parti olduğunu söyleyen Gider, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün merkez ilçe başkanlığımızın danışma kurulundayız. Partimizi 24’üncü, iktidarımızın 23. Yılındayız. Herhalde Türkiye'nin en kurumsal yapısıyız desek, yanlış bir şey söylemiş olmayız. Biz kitle partisi olmayı başarabilmiş bir dava hareketiyiz. Türkiye’de, geniş kitlelere hitap edebilirken; doğrularımızdan vazgeçmemeyi de becerebilen bir partiyiz. Bu partinin kuruluş şekli bellidir, içinden geldiği gelenek de bellidir. Bu vesileyle bu geleneğin ilk temsilcilerinden olan ve yakın zamanda ölüm yıldönümlerini andığımız şehit başbakanımız Adnan Menderes'i, mevkidaşı olmaktan gurur duyduğum

Çanakkale milletvekili ve şehit bakanımız Fatin Rüştü Zorlu'yu ve şehit bakanımız Hasan Polatkan'ı da saygı ve minnetle yâd ediyorum. Bu parti yeter söz milletin diyenlerin partisidir. Belirli bir menfaat, belirli çıkar odaklarının oluşturduğu bir hareket değildir. Bir takım çıkar örgütlerinin şirket kurması gibi kurulmuş bir parti değildir. O tip kurulan partilerin işleyiş şekillerini, kuruluşundan kaç yıl geçerse geçsin kurumsallaşamamalarını ve bir hareket haline gelememelerini, daha da acısı yüzyıllık kuruluş hikâyelerine rağmen politik bir kimlik oluşturamamalarını, karma bir çıkar hareketi olmalarını bugünlerde çok daha net bir şekilde görüyoruz, gözlemliyoruz.

Bakın yeni bir soruşturma oldu. Bu sabah bir AK Parti belediye başkanı ve ekibi irtikâptan gözaltına alındı. Hiç duyan oldu mu? Yok. Neden? Çünkü biz adı şaibeye bulaşanları sadece partimizden ihraç ederiz. Kahraman ilan edip de sokaklara adam dökmeye çalışmayız. Burada da nereden güç alıyoruz? Çünkü o suç bireysel olarak işlenmiştir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin bugün içine düştüğü durum gibi birlikte suç örgütü oluşturan adamlar değiliz.

Bugün o birbirlerinin arkasında duranlar, insanları sokaklara dökmeye çalışanlar, sahte diplomalardan mağduriyet devşirmeye çalışanlar, hırsızlık dosyalarından mağduriyet devşirmeye çalışanlar birbirlerini çok sevdikleri için bunu yapmıyorlar. Suça bulaştıkları için hepsinin elleri bu pislikte kirlendiği için dayanışma yapıyorlar.

Ben de son yıllarda keşfettim ki bu bilinen bir şeydir. Ben geç keşfetmiş olayım. Suç kardeşliği gibi bir kardeşlik varmış. İnsanlar birlikte bir pisliğe bulaşmışlarsa her şeye rağmen birbirlerini savunmaktan keyif alırlarmış. Ölmedik, bitmedik, hâlâ ayaktayız diye bağırmaktan keyif alırlarmış. Neden? Çünkü suç ortaya çıktığında hepsi yanacak. Biri, ikisi değil. Suç bireyseldir. Hukukun genel prensibi budur. Ama örgütlü işlenmiş suçlarda bireysellik yoktur. Onun için örgütler birbirini tutmak zorundadır. Oysa AK Parti'nin içinde suça karışanlar olmaz mı? Oluyor işte. İrtikâp gibi ağır bir suça karışan oluyor. Kimse onları koruyor mu? Hayır. AK Parti iktidarı var ortada ama hiç kimse suçluyu korumak ve kollamak ihtiyacı hissetmiyor. Neden? Biz suçu elinin tersiyle itmiş. Biz çeteleri elinin tersiyle etmiş ve yeter söz milletin demiş bir hareketin evlatlarıyız. Biz sokaklardaki lüks arabaları görünce bunlar bir gün bizim olacakmış diye heyecanlanan çocuklar değiliz. Biz yatlara, kotralara merak saran çocuklar da değiliz.

Biz annelerimizin, babalarımızın sandığın dibinde sakladığı Menderes'in idam fotoğraflarıyla büyütülmüş ve günün birinde bu memlekete kastedenlere izin verilmeyen vermeyin diyenlerin çocuklarıyız ve 15 Temmuz'da da bunu en güzel şekilde ortaya çıkardık ve canımızla, malımızla ortaya çıktık. Oysa onlar ne yapıyor? Onlar sokaklara ne zaman dökülüyor? Hırsızlıklarımız ortaya çıkmasın diye dökülüyor.

AK Parti, erdemliler hareketidir. AK Parti imar dosyalarıyla işi olanların hareketi değildir. AK Parti ihale koşturanların hareketi değildir. AK Parti kamu ya da kamuyla işi olanların taşeronluğunu yapmak isteyenlerin hareketi değildir. Bunlar içimize bulaştıkları zaman yapacağımız tek iş vardır. Bunları temizlemek. Bunları temizlemeye uğraşırken her türlü saldırıya uğrayacağız. Bunu biliyoruz zaten. Evlatlarımıza saldıracaklar. Bunu biliyoruz zaten. Hanemize saldıracaklar. Bunu biliyoruz zaten. Ama bir şiarımız daha var. Bunlardan korkan bunlardan beter olsun.

Zaman zaman şu yeise düştüğünüzü biliyorum. Testiyi taşıyanla, testiyi kıranın aynı göründüğünü sandığınızı biliyorum ama şuna bir milletvekili olarak garanti veriyorum; testiyi taşıyan hep haklıdır. Rahat olun. Testiyi kıran; bir kere kırar, iki kere kırar. Cazgırsa o kırılan testinin müsebbibi de -taşıyanları tutabilir. Hiç önemli değil. Biz bu milletin gönlünde taht kurmuş bir hareketiz; insanlarız. Bugün olduğu gibi yarın da içimizdeki karışmış olanlar varsa onları temizlemekte çok net duruş sergileriz. Önce Allah'a güveniriz. Çünkü biz onun davasını güderiz. Sonra liderimize güveniriz ve siyaset sahnesinde olduğu günden beri hırsızla, hırsızlıkla mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük lideridir Recep Tayyip Erdoğan.

Sizlerden ricam kim ne konuşursa konuşsun, kim ne anlatırsa anlatsın; bizim davamız hak olduktan sonra hesap vereceğimiz iki tane makam var. Bu dünyada millet, öbür dünyada rabbimiz. Üçüncü bizi ilgilendirmez.

Bugünkü danışma toplantısında sizlerden ricam gönlünüzden geçen tüm eleştirileri, tüm önerileri ve tüm katkı sağlayabileceğiniz şeyleri filtre koymadan ifade edin. Çünkü yanlış anlaşılır mıyım telaşı anlaşılmamayı getirir. Ne eleştirimiz varsa hepsini dinleyelim. Samimi veya gayri samimi bırakın da ona çözecek olanlar karar versin. Önemli olan eleştirileri tek tek dile getirmektir. Herkes kendi gönlünden geçeni dile getirsin. Konuşurken de eyvah ben bunu söylersem o nasıl anlar, bu nasıl anlar, o bana kızar mı, bu bana çekişir mi diye düşünmesin. Herkes gönlünden geçeni yapsın. Bugün kârlı çıkan yarın zararlı çıkar. Yarın bugün zararlı gibi görünen yarın kâra geçer. Önemli olan hakkın ve doğrunun savunulmasıdır.

Bunun haricindeki her şey laf-ı güzaftan ibarettir.”

(ERHAN TAYLAN)
Paylaş