İstanbul’dan Çanakkale’ye yerleşen Filiz Artuç, kentteki tek turşu dükkanını işletiyor.
İstanbul’dan geldikten sonra kentte turşucu olmadığını fark ederek işe giriştiğini söyleyen Artuç, “10 yıl önce Çanakkale’ye geldim. Burada Çanakkale’de turşucu yoktu. ‘Olur mu?’ dedik, oldu; 10 yıldır faaliyetteyiz.” diyerek süreci özetledi.
Ailesinde bu işi yapan kimse olmadığını ifade eden Artuç, turşuculuğu sonradan öğrendiğini ifade etti. Artuç, turşunun püf noktasının su olduğuna dikkat çekerek, “Suyun klorsuz ve doğal olması lazım.” dedi.
Ürünlerini Türkiye’nin en iyi turşu üretim bölgelerinden biri olan Bursa Gedelek Köyü’nden temin ettiklerini belirten Artuç, kullandıkları ürünlerde kesinlikle hiçbir kimyasal ya da koruyucu olmadığını dile getirerek, "Zaten turşuyu açık bıraktığımız zaman bozulmasından anlaşılır.” sözleriyle ürünlerinin doğallığını vurguladı.
Kış sezonunda 30 farklı çeşit turşu ürettiklerini söyleyen Artuç, lahana, salatalık ve biber çeşitlerinin her zaman en çok tercih edilenler arasında olduğunu ifade etti. Ancak son yıllarda erik, çağla ve bamya gibi daha az bilinen turşuların da büyük ilgi gördüğünü belirtti.
Turşu yapımında sirke kullandıklarını ve sirkenin koruyuculuğunun limondan daha fazla olduğunu söyleyen Artuç, sert meyve ve sebzelerden yapılan turşuların daha uzun sürede olgunlaştığını dile getirdi.
Turşuların sofralardaki yerinin zamanla değiştiğini ifade eden Artuç, “Turşuların hepsi benim çocuğum gibi ama son zamanlarda favori turşum bamya turşusu...” diyerek, çoğu kişinin önyargıyla yaklaştığı bamyadan çok lezzetli turşular yaptıklarını anlattı.
Haber ve Fotoğraflar: Berkay Koç, Halil İbrahim Yenigüllü, Vahit Can Aycibin, Melike Taşçı
(HABER MERKEZİ)