WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), 8 Ağustos Dünya Kedi Günü’nde büyük kedilerin ekosistemlerdeki kritik rolüne dikkat çekerek, bu türlerin korunmasının doğanın dengesi için hayati önem taşıdığını vurguladı. WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Kaplan Girişimi tarafından tasarlanan “Büyük Kedi, Büyük Etki: Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi Yolunda Önemli Bir Köprü” başlıklı ortak yayın, büyük kedi türlerinin ekosistemlerdeki yaşamsal rolünü ortaya koyuyor. Aslan, çita, jaguar, kaplan, leopar, puma gibi türleri kapsayan büyük kediler, şemsiye türlerdir. Yani, büyük kedilerin korunması; geniş ve biyolojik çeşitlilik açısından zengin yaşam alanları sayesinde, geniş ekosistemlerin de korunmasını sağlar.
Besin zincirinin en tepesinde yer alan büyük kedilerin korunması, yalnızca kendileri için değil, tüm ekosistemlerin işleyişinde de anahtar rol oynar. Av popülasyonlarında ve daha küçük etoburlarda oluşturdukları karmaşık tepkiler, biyoçeşitliliği destekler. Yırtıcılar, av hayvanlarında korkuya neden olarak davranışlarını değiştirir. Bu durum, aşırı otlanmayı önleyerek kritik habitatların korunmasına yardımcı olur.
Geniş yaşam alanlarında varlıklarını sürdüren büyük kediler, yeryüzünün biyolojik çeşitlilik açısından zengin bölgelerinin korunmasına katkıda bulunur. Ancak habitat kaybı, avcılık ve insan-yaban hayatı çatışmaları gibi tehditler, bu türlerin varlığını tehlikeye atıyor.
Tehdit altındaki büyük kedilerin yokluğu, ekosistemlerin bozulmasına ve biyolojik çeşitliliğin kaybına yol açarak doğanın dengesi için de risk oluşturuyor.
Doğanın geleceği açısından “büyük etkiye sahip büyük kediler”in varlığını sürdürebilmesi için;
• yaşam alanlarının korunması,
• ekolojik koridorların oluşturulması,
• yasa dışı avcılık ve yaban hayatı ticaretinin önlenmesi,
• yaşadıkları bölgelerde yerel halkın bilinçlendirilmesi
gibi adımların atılması gerekiyor.
Türkiye’nin Kedisi: Anadolu Parsı
Dünyada bilinen 9 leopar alt türünden biri olan ve nadir görülen Kafkasya Leoparı (Panthera pardus tulliana), Türkiye’de 2019 yılında fotokapanlarla yeniden görüntülendi. Ülkemizde Anadolu Parsı olarak da bilinen, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu alt tür, leopar ailesinin en büyük üyelerinden biri olarak öne çıkıyor. İlk kez görüntülendiği tarihten bu yana büyük heyecan yaratan bu muhteşem canlı, güçlü çene kasları ve esnek diyeti sayesinde yaban domuzu, yaban keçisi ve karaca gibi avları hedef alabiliyor. Ancak yaşam alanlarının parçalanması, av popülasyonlarının azalması ve insan-yaban hayatı çatışmaları, bu türün varlığını tehdit ediyor.
WWF-Türkiye Biyolojik Çeşitlilik Kıdemli Uzmanı Ahmet Emre Kütükçü, Kafkasya Leoparı için bir üretim programının hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek “Kafkasya Leoparı'nın varlığı, sağlıklı bir ekosistemin göstergesidir. Türün devamlılığı için yaşam alanlarının korunması, ekolojik koridorların oluşturulması ve insan-yaban hayatı çatışmalarının önlenmesi hayati önem taşıyor. İran'dan sonra en uygun yaşam alanları Türkiye’de bulunuyor. Muhtemelen komşu ülkelerdeki popülasyonlardan ülkemize giren genç erkek bireyler burada kayda geçiyor. Ancak ülkemizde bir dişi olduğuna dair elimizde bir veri yok. Fakat Türkiye'de bu tür için uygun yaşam alanları mevcut. Bu kayıt da bireyin, burada hâlâ kullanabileceği koridorların bulunduğunu gösteriyor. Yalnızca erkek bireylerin alanda bulunması, türün devamlılığı için yeterli değil. Bu nedenle, bölgeye bir dişi birey yerleştirerek bir popülasyon oluşumunu sağlamak büyük önem taşıyor” dedi.
Fotoğraf: Anadolu_Parsi©-Doga_Koruma-_Ve_-Milli_Parklar-Genel_Mudurlugu.jfif
(HABER MERKEZİ)