VM Medical Park Florya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilal Yıldırım Deryol, kolesterolün vücut için hayati görevler üstlendiğini ancak seviyesinin yükselmesi halinde kalp-damar sağlığı açısından ciddi risklere yol açabileceğini söyledi.
Kolesterolün yalnızca zararlı bir madde olarak görülmesinin yanlış olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "Kolesterol hücre zarının yapısında bulunarak sağlamlığını korur, hormonların üretiminde görev alır, D vitamini yapımında rol oynar. Ayrıca, safra asitlerinin yapısına katılarak yağların sindirilmesine yardımcı olur. Yani, aslında yaşam için gereklidir. Ancak fazlası damarların iç yüzeyine tutunarak tıkanıklığa yol açar ve bu da kalp krizi ile felç riskini artırır" diye konuştu.
Kolesterol seviyelerinin tek başına değil, taşıyıcı proteinlerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "LDL kolesterol, ‘kötü kolesterol' olarak bilinir çünkü yüksek olduğunda damarlarda birikir. HDL ise iyi kolesteroldür; fazla kolesterolü karaciğere taşıyarak damarların temiz kalmasına yardımcı olur. Bu yüzden LDL'nin düşük, HDL'nin ise yüksek olması sağlığımız açısından son derece önemlidir" dedi.
Kolesterol yüksekliğinin uzun yıllar belirti vermeden ilerlediğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "Kalp krizi, felç ve bacak damar tıkanıklıkları, yüksek kolesterolün en önemli sonuçlarıdır. Dolayısıyla, kolesterolün düzenli olarak ölçülmesi ve takip edilmesi hayati öneme sahiptir. Özellikle ailesinde kalp-damar hastalığı öyküsü olan bireyler daha dikkatli olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Beslenmenin kolesterol seviyeleri üzerindeki etkisine değinen Dr. Öğr. Üyesi Deryol, şu bilgileri paylaştı: "Hayvansal yağlar, işlenmiş gıdalar ve kızartmalar kötü kolesterolü artırır. Buna karşılık sebze, meyve, tam tahıllar, baklagiller, balık ve zeytinyağı içeren beslenme tarzı kolesterolün dengelenmesine yardımcı olur. Lifli gıdalar, özellikle yulaf ve baklagiller, bağırsaklarda fazla kolesterolün emilimini azaltır. Bu nedenle beslenme düzeninin sağlıklı olması ve kilo kontrolü, kolesterol seviyelerini düşürmede en güçlü araçtır."
Dr. Öğr. Üyesi Deryol, bazı besinlerin kolesterolü doğal yolla dengelediğini belirterek, "Yulaf ve tam tahıllar, baklagiller, somon ve sardalya gibi Omega-3 açısından zengin balıklar, zeytinyağı, kuruyemişler, sebze ve meyveler kolesterol dengesine katkı sağlar. Avokado da içerdiği sağlıklı yağlarla LDL kolesterolün düşürülmesine destek olur" dedi.
Çözünür lifin kolesterol düşürücü etkisine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "Çözünür lif, bağırsaklarda adeta sünger gibi davranarak kolesterolün kana karışmasını engeller. Böylece LDL düşer, damarlar korunur" diye konuştu. Omega-3 yağ asitlerinin de kalp sağlığına olumlu etkileri olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Deryol, düzenli balık tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Kolesterol yüksekliğini tetikleyen yiyeceklere de değinen Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "Kızartmalar, fast- food türü yiyecekler, paketli atıştırmalıklar, işlenmiş et ürünleri ve tam yağlı süt ürünleri ölçülü tüketilmelidir. Bu besinlerin fazlası kolesterol değerlerini hızla yükseltir" dedi.
Beslenmenin yanı sıra yaşam tarzının da önem taşıdığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "Düzenli egzersiz kötü kolesterolü azaltır, iyi kolesterolü artırır. Bunun yanında, fazla kilolardan kurtulmak, sigara ve alkolü bırakmak da kalp-damar sağlığına büyük katkı sağlar. Kolesterol kontrolü için bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir" açıklamasında bulundu.
Kolesterol hakkında toplumda pek çok yanlış inanış olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Deryol, "Kolesterol sadece kötü bir şey değildir; vücudun ihtiyaç duyduğu bir maddedir. Yumurta ölçülü tüketildiğinde zararlı değildir. Ayrıca kolesterol yüksekliği genellikle sessiz ilerler, belirtilerle fark edilmez. Modern kolesterol ilaçları ise gerektiğinde güvenle kullanılabilir ve hastalar için hayat kurtarıcıdır" diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
(İHA)