Sosyal hizmetlerin geçirdiği dönüşümü "olumsuz" olarak nitelendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi, 2026-2027 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi (TİS) süreci öncesinde sosyal hizmet alanında çalışan emekçilerin yaşadığı sorunları ve taleplerini bir basın açıklaması ile gündeme getirdi.
Sendikanın açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:
"GREVLİ TS HAKKI, GERÇEK TOPLU SÖZLEŞME, DEMOKRATİK ÇALIŞMA
YAŞAMI İÇİN
MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ!
Sosyal hizmetlerin geçirdiği olumsuz dönüşüm sosyal hizmet
emekçileri olan bizlerin de çalışma koşul ve biçimlerini süresiz
sözleşmeli 4/d ASDEP, 4/b ASDEP, kadro karşılığı Aile ve Sosyal
Destek Personeli gibi farklı, iş barışını bozan güvencesiz
çalışma biçimlerine dönüştürmüştür. Çalışma koşullarının her
geçen gün daha da kötüleştiği, personel yetersizliğine bağlı iş
yoğunluğunun arttığı, çalışma sürelerinin uzadığı, mesleki
standartlara uygunluğun ortadan kaldırıldığı bir dönemdeyiz.
Bunlara ek olarak; ücretlerin giderek eridiği ve alım gücümüzün
azaldığı, gerek yönetim mekanizmalarından gerekse hizmet
verdiğimiz kişiler tarafından uygulanan şiddetin arttığı bir
süreç yaşayan biz sosyal hizmet emekçilerinin sorunları son
ekonomik kriz ile birlikte daha da belirgin hale gelmiştir.
Bu istihdam rejimi ve çalışma biçimlerinden kaynaklı olarak
sosyal hizmetler alanında mobbing, bürokratik ve siyasal baskılar
dozunu artırarak devam etmiştir. Örneğin; pandemi döneminde bile
koruyucu ekipman talep eden sosyal hizmet emekçileri terörist
olarak damgalanmış ve sürgün edilmişlerdir. AKP’nin il ve ilçe
başkanlıklarının özellikle taşrada kurumun iş ve işlemlerine
müdahalesi sonucu torpil ve kayırmacılık kurumlarımızın en küçük
birimlerine kadar sirayet etmiş sosyal yardımlar ve ve huzurevi
işlemleri dahil birçok hizmet referans vasıtasıyla gerçekleşmeye
başlamıştır. Bu kayırmacılık ve hukuksuzluğa karşı tepki koyan
Dersim şube/yönetici ve üyelerimiz sürgün edilmişlerdir.
Mahkemeyi kazanıp geri dönen üyelerimiz bu seferde ihtiyaç
olmayan ilçelerde yeni birimler açılarak oralara görevlendirme
adı altında sürgüne devam edilmiştir.
Yine görevde yükselme sınavlarında ve atama işlemlerinde mülakat
adı altında yapılan haksızlıklarla mücadele etmeye devam
ediyoruz. Bakanlık bünyesinde görevli Ek Ders Karşılığı
çalışan kişileri kadroya alım süreçlerinde, ülke genelinde bir
günde ek ders karşılığı işe alınarak kadroya alımları sağlanan
kişilerin olduğu yönünde çok sayıda şikayet aldığımızı ve bu
konuda da gerekli araştırmaları yaptığımızı hatırlatmak
isteriz
Sosyal hizmeti 7/24 esaslı olarak sürdüren arkadaşlarımızın,
ulaşım (servis) ve beslenme ihtiyaçları karşılanmamakta,
özellikle tatil bölgelerinde ve büyükşehir belediyeleri sınırları
içerisinde barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında sorun
yaşanmaktadır.
İşyerlerimizde sosyal çalışma görevlisi adı altında
görevlendirilen meslek grupları arasında neredeyse bir
aylık ev kirası bedeline denk gelen maaş farklarının en yüksekte
eşitlenmesi gerekmektedir. Eşit işe eşit ücret en temel
hakkımızdır. Aynı işi yapan meslek grupları arasındaki ciddi maaş
farklılıkları iş barışını bozmaktadır.
İşyerlerimizde çalışma ortamımıza yönelik sorunlarımızın yok
sayılması, pandemi, deprem gibi olağanüstü durumlarda temel
fizyolojik ihtiyaçlarımızın bile karşılanamaması bize sosyal
devletin ve sosyal hizmetin evrensel ilkelerden uzaklaşarak
siyasi rant malzemesi olarak kullanılmasının ağır sonuçlarını
gösterdi.
Sosyal hizmetler alanında çalışan emekçiler olarak yoksulluğun,
yoksunluğun ve dezavantajlı olmanın bir insan için ne demek
olduğunu ve bunun nasıl önleneceğini de en iyi bilenleriz. Bu
nedenle temel mücadelemiz yoksullaşmamak, yoksullaştırmamak ve
insanca yaşayabilecek koşulların oluşturulmasıdır.
Sosyal hizmet emekçileri olarak bizler, 2026-2027 yıllarını
kapsayacak Toplu Sözleşmeye giderken; birbirimizi ötelemeden,
sendika ayrımına gitmeden hem kendimiz hem de halkımızın sosyal
hizmet hakkı için, yaşadığımız sorunların çözümüne yönelik haklı
ve meşru taleplerimizi TİS masasında karar haline getirinceye
kadar birlikte örgütlenmek birlikte mücadele etmek
zorundayız.
Olmazsa olmaz temel taleplerimiz şunlardır:
Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika
yasası çıkarılsın,
OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek,
sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
Performans, ek ödeme, taban, teşvik, ilave zam değil, tüm sağlık
ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde
emekliliğe yansıyan temel ücret verilsin.
Son TS’de ilave ek zam olarak verilen emekliliğe ve emeklilere
yansıtılmayan emekliliği daha da hayal hale getiren uygulamaya
son verilerek ilave ek zammın emekliliğe ve tüm kamu emeklilerine
yansıtılmalıdır.
Vergide adalet sağlansın. Emekçilerden alınan vergi % 10’da
sabitlensin.
Çalışma yaşamının demokratikleşmesinin ilk adımı olarak
idarecilerin atanması yönteminden vazgeçilsin. Liyakatı uygun
olanların aday olacağı ve yöneticilik yapacağı emekçilerin
oylarıyla bir ya da iki yıllığına seçimle belirlensin.
Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım
payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz
olsun.
Ayrıntılı TS metnimizi web sitemizden görebilirsiniz. TS
metnimizde yer alan bazı önemli taleplerde aşağıdaki gibidir.
Özel gereksinimi olan çocuk, yaşlı ve kadınlara hizmet veren
yatılı kurumlarda, Çocuk Evleri Koordinasyon merkezlerinde ve
ilgili hizmetlerin yürütülmesinde fiilen görev yapan kadro
karşılığı çalışan sözleşmeli personeller de dahil olmak üzere
istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanlara ek ödeme
oranlarına 20 puan ilave edilerek ek ödeme yapılmalıdır.
Bakanlığa bağlı kurumlarda çalışanlara istihdam biçimine
bakılmaksızın sosyal hizmet tazminatı verilmelidir. Bu tazminat
özel hizmet tazminatından farklı olarak ayrıca
düzenlenmelidir.
Meslek farklılıklarını ve meslek sorumluluk sınırlarını ortadan
kaldıran, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işlerin
yaptırılmasına zemin hazırlayan “sosyal çalışma görevlisi” tanımı
tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmalıdır.
Mesleki çalışmalar mesleklerin rol ve sorumluluk alanları ve
sınırları çerçevesinde tanımlanmalı, çalışanlara keyfi ve
görevleri olmayan işlerin yaptırılması engellenmelidir.
Mesleki çalışmalara ve meslek elemanları tarafından hazırlanan
raporlara yöneticiler tarafından bilimsel ve mesleki olmayan
biçimlerde müdahale edilmesi engellenmelidir.
Yatılı kuruluşlarda çalışan personelin nöbet ücretleri
artırılmalıdır. Yatılı olmayan kuruluşlarda gerçekleştirilen
fazla çalışma ücretlendirilmelidir.
İcap nöbetleri ve danışmanlık tedbirleri için ödenen ücretler
yapılan işin ve çalışanların emeklerinin karşılığı olabilmekten
çok uzaktır, ücretlerde artış sağlanmalı, icap nöbeti tam olarak
tanımlanmalıdır.
Görevde yükselme ve unvan değişikliğinde mülakat
kaldırılmalıdır.
Ek ders karşılığı çalışma kaldırılmalı, personel ihtiyacı kadrolu
istihdamla karşılanmalıdır.
Fiilen genel idari hizmet sınıfı işlerini yapan yardımcı
hizmetler personelinin sınavsız genel idari hizmetler kadrosuna
geçişleri sağlanmalıdır.
Çocuk eğiticilerinin kadrosu genel idari hizmetler sınıfından
çıkartılarak sağlık hizmetleri sınıfına alınmalıdır.
Vekaleten idarecilik kaldırılmalı, asil idarecilik kadrolarına
liyakat ile seçim yöntemi ile atama yapılmalıdır.
Atama ve yer değiştirme yönetmeliği değiştirilmeli, tayin ve yer
değiştirmede hiçbir kurumda olmayan koşul ve kriterler ortadan
kaldırılmalıdır.
Sosyal hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu bir çalışma
alanıdır. Sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi gereken
durumlar, güvenlik riski olanlara yönelik kurumlarda yapılan
çalışmalar, çalışanlara yönelik tehditler başta olmak üzere
çalışanların fiziki ve hukuki güvenliklerinin sağlanması için
gerekli tedbirler alınmalıdır.
0-3 yaş çocukları da kapsayacak şekilde ücretsiz, 7/24 hizmet
veren, nitelikli ve anadilinde çocuk bakım merkezleri ve
kreşlerin oluşturulması güvence altına alınmalıdır. Kreş hizmeti
sağlanamayan yerlerde günün ihtiyaçlarına uygun şekilde kreş
ödeneği sağlanmalıdır.
İşe gidiş gelişlerde zorunlu servis sağlanmalıdır. Servis olmayan
birimlerde gündüz için aylık abonman bedeli, gece çalışması için
de taksi ücreti ödenmeli,
Hukuksuz OHAL/KHK’leri sonuçlarıyla birlikte iptal edilmelidir.
İhraçlar işlerine iade edilmelidir.
Tüm emekçilere 3600-7200 arası ek gösterge uygulamasına
geçilsin.
Sağlık ve sosyal hizmetler ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır.
Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam
olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın
Bu toplu sözleşme düzeneği ile bir sonuç elde edilmeyeceğini 7
dönemdir (14 yıl) mutabakat altına alınan ama uygulanmayan toplu
sözleşme maddelerinden biliyoruz. Sonuç elde edilemeyeceğini
demokratik bir çalışma ve özgür örgütlenme ortamı olmadığı için
bürokratlar, idareciler ve siyasiler tarafından büyütülüp
yetkilendirilen sendikamsı yapıdan biliyoruz.
Türkiye’de kamu sendikalarının mücadele tarihine bakarsak var
olan hakların korunması yeni kazanımlar elde etmenin yegâne yolu
iş yerlerinde, alanlarda, meydanlarda yürütülen fiili ve meşru
mücadele ile olduğu görülecektir. Bizde geçmişten günümüze fiili
ve meşru mücadele hattımızdan vazgeçmeden mücadeleye devam
edeceğiz.
Gerek konfederasyonumuz KESK bütünlüğünde gerekse de SES olarak
taleplerimizin karşılık bulması için bu toplu sözleşme dönemine
giderken ve toplu sözleşme dönemi boyunca da iş yerlerinden,
alanlardan, meydanlardan SES’imizi yükselteceğiz.SES VAR, UMUT
VAR!
SES’te Örgütleniyoruz!"